KKTC MotorSporlarKKTC RALLİTigin KişmirYazarlar

Tigin Kişmir: Otomobil Kurumu’nun ilk Şampiyonu Orhan Osman Olkanlı

Orhan Osman Olkanlı, 1976 yılında ilk yapılan ve üç yarıştan oluşan güz şampiyonasında şampiyon olmuştur.


Orhan Osman Olkanlı, 14 Haziran 1949 yılında Baf’ın Dereboyu köyünde dünyaya gözlerini açtı. Çok uzun yıllar Elektrik müteahhitliği yaptıktan sonra emekli oldu. Emekli olduktan sonra, keyif aldığı şekilde hayatına sevdikleriyle birlikte devam ediyor. Kendinde en sevdiği özellikleri arasında, çalışkan, dürüst, yardımsever ve kafasına koyduğunu muhakkak yapan birisi olması.

“Ralli sporu ile 1975 yılında tanıştım ve ilk ralli arabam ise Austin Mini olmuştur. Otomobil Kurumu’nun yapmış olduğu 4 Temmuz 1976 yılındaki ikinci ralli kros yarışına katılmıştım ve o yarışta ikinci gelmiştim. İlk yarışım ve elde ettiğim ikincilik derecesi, beni ralli sporunu uzun yıllar yapmam için motive etmişti. Katıldığım ilk yarışta, kendimde olan yeteneğin ne olduğunu görmüş ve öğrenmiştim.”

Orhan Olkanlı ile sohbetimize çok hızlı başlamışken aynı tempoda devam etmek istedim ve “İlk co-pilotunuz kimdi?” sorumu yönelttim. Orhan abim hafif bir tebessümle “Hasan Cuvi” dedi. “Herkes onu öyle bilir tanır.” dedi “Ama esas ismi Hasan Ali Yücel’dir.” deyip gülümseyerek sohbetimize devam ediyoruz.

“Peki” diyorum, “Yıllarca yarıştınız. İlk birinciliğinizi hatırlıyor musunuz?” Orhan Olkanlı hemen cevap veriyor. “Unutmam mümkün mü? Bugünkü gibi hatırlıyorum. 1976 yılında yapılan iki ralli kros yarışından sonra Otomobil Kurumu Güz Şampiyonası adında mini bir şampiyona yapmıştı. Üç yarıştan oluşan şampiyonaya Austin Mini aracımla katılmaya devam ettim. İlk yarış olan “Oto Test”i birinci tamamlamıştım. İkinci yarış olan “Oto Kros”u üçüncü sırada tamamlayıp, üçüncü yarışın hazırlıklarına başlamıştım. Güz şampiyonasının son yarışı Esentepe-Alevkayası arasındaki dağlık yollarda yapılacak olan “Tırmanma” yarışıydı. Bu yarışı da beşinci sırada tamamlayarak 40 puanla unutulmaz güzel, heyecanlı ve çekişmeli üç yarışın sonunda ülkemizde yapılan ilk şampiyonada birinci gelmiştim.”

Orhan abime yeni bir soru soruyor ve sohbetimize devam ediyoruz. “Yarıştığınız dönemlerde unutamadığınız yarış hangisiydi?” Orhan abi yine tebessümle cevaplıyor. “Yıl 1977, Plümer Koruluğunda yapılan bir yarışta yine Austin Mini ile yarışırken yapmış olduğum kazayı ve o yarışı hiç unutmam. İlk kaza yaptığım yarıştı ve arabamla takla atmıştık. Tabii o olay bende çok ayrı bir heyecan ve duygu yaşatmıştı. Bu yarıştan sonra Anayasa’nın barında düzenlenen yarış sonrası bir baloda, gece sonunda Yücel Paralik kürsüye çıkarak kurum yönetiminin aldığı kararı açıkladı. Bu gecede toplanan tüm parayı, kaza yaptığım arabayı tamir etmem için bana vermişlerdi. Ben orada ne olduğunu anlamadan gözlerimden yaşlar dökülürken hem şok oluyordum hem de sevincimden ağlıyordum. Bizim dönemimizde dostluk arkadaşlık her şeyin önünde gelirdi. Hepimiz birbirimize yardımcı olmak için tüm imkanlarımızı seferber ederdik.” diyor ve gözleri doluyor Orhan abimin.

Yeni bir soru ile devam ediyorum. “Ralli hayatınızda unutamadığınız hiç aklınızdan çıkmayan olay var mı?” Orhan abim gülerek hemen cevaplıyor. “Olmaz mı Tigin’im. Dönemimizin en iyi pilotlarından olan Cengiz Çolakoğlu, Datsun TVR ile yarışırken, içine girdiğimiz inanılmaz çekişmeler ve yarışlar birbirimizi geçmek için özel etaplar içerisinde çok fazla risk alarak tutuştuğumuz birincilik mücadelelerini hiçbir zaman unutamayacağım.”

Sohbetimize nefes almadan devam ederken Orhan abime yeni bir soru sorup nabzını yoklamak istiyorum. “Orhan abi neredeyse 74 yaşınızdasınız. İçinizde halen daha yarışma isteği var mı?” Orhan Olkanlı oturduğu yerde düzelip ciddileşiyor ve cevabı veriyor. “Ralli benim için çok büyük bir tutkudur. Kesinlikle yarışmak isterim ve yaşımda çok fazla büyük değildir.” Diyerek gülüyoruz.

Sohbetimiz devam ederken kahvelerimizi içiyoruz ve sanki de zamanda yolculuk yapıyormuşuz gibi Orhan Olkanlı ralli sporundan, Otomobil Kurumu’ndan kopmamış gibi aynı heyecanla anlatmaya devam ediyor.

“Yarıştığım dönemlerde bana en çok ilham veren sürücü Kıbrıs’a Porsche arabası ile yarışmaya gelen Renç Koçibey’di. Onu gördükten sonra kendi sürüş tarzımı her zaman ona benzetmeye çalışmıştım. Yarışırken her zaman bana ilham vermişti.” Orhan abim devam ediyor. “Ralli, Otomobil benim için çok büyük bir tutkudur. Yarıştığım dönemlerde aldığımız, tattığımız heyecan ve adrenalin çok yüksekti ama her şeyin bir bedeli olduğu gibi tutkumuz olan ralli sporunu yapmanın da bir bedeli vardı. Maddi olarak ve zaman olarak çok büyük bedeller ödedik. Pişmanıyım diye soracaksan, hiç de değilim. İyi ki yapmışım.” Diyor ve yine gülüyoruz.

“Peki sizin dönemle şimdiki dönemi değerlendirebilir misiniz?” Orhan Olkanlı yine kendinden emin bir şekilde cevaplıyor. “Bizim yarıştığımız dönemlerde teknoloji bu kadar ileri seviyede değildi. Bizler daha çok günlük kullandığımız araçlarla rallilere katılıyorduk. Güvenlik önlemleri de pek ön planda olmazdı. Şimdilerde teknoloji çok ilerledi, yarış araçları inanılmaz bir evrim geçirdi. Yetenekli sporcularımız arttı ve organizasyonlar da çok daha profesyonel yapılmaktadır.”

Yeni bir soru ile devam ediyoruz. “Otomobil, ralli sporunun size kazandırdıkları oldu mu?” Orhan abim hemen konuşmaya başlıyor. “Çok güzel arkadaşlarım, dostlarım oldu. Çok güzel çevreler edindim. Bir de rallilerde kazandığım sürüş teknikleri ve dümen hakimiyeti günlük yaşantımda çok büyük etkisini gördüm. Trafik kurallarına uymayı trafiğe açık alanlarda sürat yapmama alışkanlığını kazandırdı bana.”

Devam ediyoruz. “En büyük hayaliniz ve en büyük korkunuz nedir?” “En büyük hayalim her zaman sağlıklı, mutlu, huzurlu, sevdiklerimle birlikte olmak, ailemle olmak. En büyük korkum ise sevdiklerimin başına kötü bir şey gelmesi.”

Orhan abime başka bir soru daha yöneltiyorum. “Yarıştığın dönemlerde en çok kimleri geçmek isterdin?”  Yarıştığımız dönemlerde tabii ki bana rakip olabilecek herkesi geçmek isterdim ama en çok Cengiz Çolakoğlu, Ersen Macila ve Kıyal Tahir çok hızlı sürücülerdi ve her zaman geçmek istediğim rakiplerimdi.”

Başka bir soru ile devam ediyoruz. “Orhan abi insanlarımıza neyi öğretmek isterdiniz?” “Keşke imkanım olsa ve ülkemizde yaşayan tüm insanımıza trafik kurallarına uyarak emniyetli bir şekilde araba kullanmalarını öğretmek isterdim.”

“Peki Orhan abi, otomobil sporlarında keşke ve iyi ki dediğiniz neler olmuştur?” “Keşke dediğim hiçbir şey olmadı. İyi ki dediğim ise, İyi ki ralli sporu ile tanışmışım. İyi ki bu sporu yapmışım olurdu. Tekrardan dünyaya gelsem yine bu sporu yapardım.”

“Ben yapmadım çocuklarım yapsın dediğiniz oldu mu?” “Gerçekçi olmam gerekirse olmadı. Hayatımda neyi hedeflediysem yaptım. Arkama baktığım zaman iyi ki de yapmışım diyorum. Çocuklarımın ralli sporunu yapmasını ister miydim? evet isterdim. Fakat sizler de biliyorsunuz, otomobil sporları pahalı bir spor branşıdır ve öncelikleri aileleri ve hayatlarındaki düzenleri olması gerektiği düşüncesindeyim.”

Orhan Osman Olkanlı’ya can alıcı bir soru daha yöneltiyorum. “Diyelim ki dünya ralli şampiyonasında yarışabilme adına sihirli bir şans verildi. Hangi sene, hangi arabayla yarışmak isterdiniz?” Sorduğum bu sorudan dolayı Orhan abimin gözleri parladı ve hiç düşünmeden cevap verdi. “1980’li yıllarda Audi Quatro S1 veya Fiat Abarth ile yarışmayı çok isterdim.”

“Dünden bugüne seni en çok etkileyen 3 pilot kimdir?” “Tabii bu soru çok zor bir sorudur” diyor Orhan Olkanlı. “Herkese göre değişken bir cevabı vardır ama benim için veya beni en çok etkileyen pilotlar İskender Atakan, Juha Kankunen ve Carlos Sainz olmuştur.”

Sohbetimizin sonuna gelirken Orhan Osman Olkanlı’ya iki soru birden sorup sözü kendisine bırakıyorum. “Orhan abi Otomobil sporları adına yeni başlamayı düşünenlere 3 en önemli nokta tavsiyeniz ne olur? ve Bir ada insanı olarak genel anlamda otomobil severlere mesajınız ne olur?” “Ralli sporu çok fedakarlık gerektiren bir spordur. Çok fazla zaman, çok fazla maddiyat ve çok fazla sabır gerektirir. Tabii ralli sporunun verdiği keyif ve adrenalin başka hiçbir spor branşında yoktur. Bunu da belirtmek isterim. Ralli sporu güvenli alanlarda yapılması gereken ve yapılan bir spordur. Hız, sürat tutkunuzu yollarda yapmayın. Profesyonel olarak yapılan sportif organizasyonlara lisanslı sporcu olarak katılın ve bu tutkunuzu oralarda yaşayın derim.”

Bende kendi adıma Sayın Orhan Olkanlı abime bu muhteşem sohbet için çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Otomobil ve Motor Sporlarını sevin ve saygı duyun.


Etiketler
Daha Fazla Göster

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı
Kapalı